Sizi yemek yediren açlığınız mı? Duygularınız mı?
Duygusal Yeme

Duygusal Yeme

Size yemek yediren açlığınız mı? Duygularınız mı?

 

  • Her türlü diyeti deniyorum fakat bir türlü istediğim kiloya ulaşamadım.
  • Stresli, üzgün, korkmuş, sıkılmış, mutsuz olduğumda biranda kendimi mutfakta buluyorum.
  • Aslında her türlü diyetisyene gittim, sağlıklı beslenmeyi de öğrendim, uygulayamıyorum.
  • Sürekli kilo verip alıyorum.

Yukarıdaki cümlelerden birinde bile kendinizi bulduysanız, duygusal yemek yeme ile ilgili bir probleminiz olabilir. Peki nedir bu duygusal yeme?

 

 

1. Stres9. Kaygı
2. Öfke10. Hatta bazen mutluluk
3. Yorgunluk11. Kıskançlık
4. Depresyon12. Suçluluk
5. Yalnızlık13. Yapılacak bir işi erteleme
6. Özgüvensizlik14. Korku
7. Sıkılmak/boşluk15. Utanma
8. Mutsuzluk

Bu duyguların hepsi sizin daha fazla yemek yemenize sebep olabilir. Özellikle de stres ve kilo alma arasında güçlü bir bağ vardır. Stres durumunda salgılanan kortizol gibi stres hormonları sayesinde, yağ hücrelerinin içindeki yağın harcanıp enerjiye dönüşebilmesi için yağ serbest kalır ve kana karışır. Aslında bu insanlığın ilk zamanlarından kalma hayatta kalma yanıtıdır. Vahşi bir hayvanla karşılaşıldığı zamanlar savaş ya da kaç (fight or flight) tepkisinin oluşabilmesi için salgılanan bu hormonlar günümüzde fonksiyonlarını yitirmiştir. Gün içerisindeki verimimizi etkiler. Örneğin bir toplantıdayken stres olduğumuzda toplantıdan kaçıp veya iş arkadaşlarımızla kavga etmek gibi tepkiler gösteremiyoruz. Savaş ya da kaç tepkisinin gösterilemediği zamanlarda kişi stresli bir şekilde gününü geçirmeye devam eder.

 

İşte o sırada vücudumuzun savaşmamız ya da kaçmamız için gereken enerjiyi sağlamak için salgıladığı hormonlar sayesinde midede kazınma hisleri ve dayanılmaz bir yemek yeme arzusu başlar. Özellikle bu durumlarda da yemek istenilen besinler yüksek kalorili, yüksek yağlı ve şekerli besinler olur.

Stres sonucu yenen yüksek kalorili besinler de yine bu hormonlar sayesinde kalçalar veya bacaklar yerine vücudun gövde kısmında yani özellikle karın bölgesinde yağ olarak birikir.

  • Stres durumunda özellikle kendinizi kaybetmişçesine yemek yeme durumunuz olabilir. Bu durumlarda kesinlikle bir şeyler yemem lazım durduramıyorum diyorsanız kendinize önceden atıştırabileceğiniz sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayabilirsiniz. (salata, meyve, yoğurt vb.)
  • Düzenli olarak egzersiz yapmanın stres azaltmadaki rolü tartışılmaz bir gerçektir. Yalnız burada önemli olan egzersizi nasıl gördüğünüz. Eğer kilo vermem lazım diye kendinizi zorunda olarak egzersiz yapmaya şartladıysanız, o zaman stresiniz üzerinde bir yararı olmayacak, her egzersiz yapamadığınızda daha da stres olacaksınız.
  • Kendinizi buzdolabının başında bulduğunuz zamanlar için buzdolabına, size “Ben neden buradayım? Gerçekten aç mıyım?” sorularını sorduracak bir not asın. Boş bir pos-it bile işe yarayabilir. İlla bir şey yazmasına gerek yok.
  • Bazı besin ögelerinin yetersiz alınması özellikle depresyona yol açabileceğinden sağlıklı ve dengeli beslenmek depresyonunuzu azaltacaktır. Omega- 3 ve özellikle de DHA’nın (Dokosohekzanoik asit) eksik olması sizi depresyona karşı korumasız hale getirebilir. DHA tüketiminin depresyondan koruduğuna dair çalışmalar da var.
  • B ve C vitaminleri, demir, magnezyum, selenyum, potasyum, folik asit, çinko minerallerinden yetersiz besleniyorsanız enerji düşüklüğü, yorgunluk yaşayabilirsiniz.
  • Kan şekerinizi dengede tutmanız önemli bir faktördür. Bu yüzden stresli olduğunuzda, depresyondayken basit şeker içeren tatlı yiyecek ve içeceklere yönelmeniz aslında ruh sağlığınızı daha da kötü etkileyecektir. Tatlı yiyecekler sadece anlık haz sağlarlar.
  • Kafein de yine geçici rahatlama kaynaklarındandır. Etkisi geçtikten sonra kendinizi daha yorgun ve mutsuz hissedersiniz.

Aslında bu durum bir döngüdür. Ne kadar sağlıksız besinlere yönelirseniz o kadar kötü hissedersiniz, ne kadar kötü hissederseniz sağlıksız besinlere yönelirsiniz. Buna dur demek için aslında duygularınızı yediğinizi fark etmek bile iyi bir başlangıç olacaktır.

Anne ve Çocuk Diyetisyeni
Dyt. Tuğçe Çakır